• AdresimizCevizli, Zara Sk. No:12 D:2, 34000 Kartal/İstanbul
  • Bize Danışın!+90 552 424 8534
  • Mail Adresimizinfo@burcuozturk.av.tr

Sıkça Sorulan Sorular

İsterseniz tüm ödemelerinizi havale veya EFT yöntemi ile gerçekleştirebilirsiniz. Aşağıda belirtilen IBAN numaralı avukat hesaplarından birine, açıklamalarıyla birlikte (ad, soyad, mahkeme veya icra dosya bilgileri) ödemelerinizi gönderebilirsiniz. Banka aracılığıyla yapılan ödemeler ispat açısından en güvenli seçenektir. Burcu ÖZTÜRK Vakıfbank IBAN: TR 28 0001 5001 5800 7308 0051 43 Burcu ÖZTÜRK Ziraatbank IBAN: TR 22 0001 0005 7365 4460 7950 20 Burcu ÖZTÜRK Kuveyttürk IBAN: TR 95 0020 5000 0971 5754 5000 01
İletişim ve Bize Ulaşın bölümlerindeki iletişim formunu kullanarak, info@burcuozturk.av.tr e-mail adresine mail atarak ya da 0552 424 85 34 numaralı telefonu arayarak veya aynı numaradan Whatsapp uygulamasından mesaj atarak bizimle iletişime geçebilirsiniz. Ayrıca, sosyal medya platformları üzerinden de bizimle irtibat kurabilirsiniz.
Devlete bağlı kurumlarda çalışanlar dışındaki tüm avukatlar barolara kayıt olmak zorundadır. Konuştuğunuz kişinin avukat olup olmadığını öğrenmeniz için yalnızca adı ve soyadını bilmeniz yeterlidir. https://www.barobirlik.org.tr/AvukatArama sitesinde ad ve saoyad kısmını doldurduğunuzda çıkan sonuçlardan avukatın resmi, telefon numarası, ofis adresi, bağlı olduğu baronun ili, ilçesi, baro ve tbb sicil numarası gibi bilgilere ulaşabilirsiniz. Çıkan sonuçlarda aradığınız kişi yoksa o kişi avukat değildir.
Bir avukata vekaletname verecekler, nüfus cüzdanıyla ya da pasaportuyla bizzat bir notere giderek, aşağıda ayrıntısı verilen bilgiler doğrultusunda, vekalet konusu olacak işinin niteliğine uygun vekaletname düzenlettirebilirler. Yurt dışında bulunanlar konsolosluklarda vekaletname düzenlettirebilirler. Hangi avukata vekaletname verilecek ise vekalet verilecek avukatın/avukatlarının bilgilerinin notere bildirilmesi gerekmektedir. Boşanma vekaletnamesi için iki adet fotoğraf gerekmektedir. Boşanma, nafaka, tanıma ve tenfiz davaları için çıkartılacak vekaletnameler özel yetki ve fotoğraf içermelidir. Ayrıca boşanma ve nafaka davaları için çıkartılacak vekaletnameler iki nüsha çıkartılmalıdır. Şirketler adına düzenlenecek vekaletnamelerde imza sirküleri ve yetki belgesinin notere ibrazı gerekmektedir. Bir kişi, aynı vekaletname ile hem şirketi temsilen, hem kendisi için vekalet verebilir. Aynı şekilde birden çok kişiler de bir vekaletname ile aynı avukata vekalet verebilirler. Böylece, daha az vekalet harcı ödenmiş olmaktadır. Vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin vergi numaralarını notere bildirmeleri zorunludur. Niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekâletnameler, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış, gayrimenkul satış vaadi, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlat edinme ve tanıma, mirasın taksim sözleşmesi ile öteki yasalarda re’sen tanzimi öngörülen işlemlerin “düzenleme” şeklinde yapılması gerekir. Düzenleme şeklinde işlem bir tutanak halinde bizzat noter tarafından ilgilinin durumuna ve arzusuna göre düzenlenir. Bu nedenle, söz konusu işlemler (iş kâğıtları), ancak ilgilinin nüfus cüzdanı, geçerli pasaportu ve iki adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğrafıyla birlikte Türkiye’de bizzat notere yapacağı başvuru üzerine düzenlenebilmektedir.
Bir dava açılırken başlangıçta dava harcı adı altında bir ödeme yatırılmalıdır. Bu harç miktarı davaların türüne göre alınacak harç değişiklik göstermektedir. Harç miktarları yasayla belirlenmiş olup her yıl yenilenmekte ve değişmektedir. Bu harç dışında tebligat giderleri ile keşif, bilirkişi, tanık ücretlerini de içine alan bir gider avansı daha ödenmektedir. Bu gider avansı da her yıl adalet bakanlığınca tespit edilmektedir. Yapılan son yasal değişikliklerden sonra gider avansı da bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Yani gider avansı yatırmadan bir davanın görülmesi mümkün değildir. Gerek harç ve gerekse gider avansı öncelikle davacı taraftan alınmaktadır. Davanın akibeti önceden yapılan bu masrafların akibetini de ortaya koymaktadır. Yani dava sonunda mahkeme, masrafların kime ait olması gerektiğini de hükme bağlamaktadır.
Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz; a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz? b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir. c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi? Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz; a) Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.) b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.) c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?
Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’ inci maddesinde serbest meslek faaliyetinin tanımı; “Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.”şeklindedir. Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini diğer insanların istifadesine sunarlar. Nasıl ki bir doktorun özel muayenehanesine gidildiğinde bir ücret ödemeniz gerekiyorsa avukat bürosuna gidip herhangi bir hukuki sorunla ilgili soru sorulduğunda veya vekâleten iş takibinde bir ücret ödenmesi gerekmektedir. Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen değerler altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır. Avukata ödenecek ücretin kapsamı avukat ve vekil eden arasında yapılacak sözleşme ile belirlenebilir. Ancak bu konuda sözleşme yapılmamış ise verilen ücretin hangi işleri kapsadığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenmiştir. Buna göre verilen ücret, sözleşmenin konusunu oluşturan işle ilgili kesin hüküm elde edilinceye kadar devam eden tüm iş ve işlemleri kapsamaktadır.
Türk Hukuku’nda tarafların avukat ile temsil edilmesi gibi bir zorunluluk düzenlenmemiştir. Aksine taraf ehliyeti olan herkesin mahkemelerde kendisini temsil etme hakkı vardır. Ancak her alanda olduğu gibi hukuki işler de uzmanlık gerektirir. Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile ve ayrıca Yargıtay içtihatları ve mahkeme uygulamaları karşısında hak kaybına uğramamanız için bu alanda özel eğitim görmüş bir avukattan hukuki yardım almanız gereklidir. Bu sebeple hukuki konularda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hareket etmek telafisi imkânsız zararlara yol açabilir. Bundan ziyade hukuki işlemlerinizi yapmadan önce bir avukata danışmanız ileride karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları önleyecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde uğrayacağınız zaman, emek ve maddi kayıplarınızın önüne geçecektir. Diğer taraftan bir suçlamayla karşı karşıya kalan bir kişi, avukat tutma, avukatı varsa onu çağırma, avukat olmadan konuşmama, avukat tutacak maddi gücü yoksa kendisine avukat tayin edilmesini isteme hakkına sahiptir. Her soruşturmadan önce sanık veya şüpheliye bu hakkı hatırlatılmak zorundadır. Sanık veya şüphelitarafından avukat talep edilmesi halinde barodan bir avukat görevlendirilir. Yine yasanın öngördüğü bazı zaruri hallerde de talep üzerine yine barolarca avukat tayini yapılmaktadır.
Yönetmeliğin 2 nci maddesi ile gerek planlarla gerekse de imar yönetmelikleri ile değiştirilemeyecek “Tanımlar” bölümünün 16 ncı maddesindeki “Çıkma” tanımı ile çıkmaların hiçbir koşulda parsel sınırları dışına taşmayacağı hüküm altına alınmış, 36 ncı maddesi ile aynı husus vurgulanmıştır.
Herhangi bir bina için 6306 sayılı Kanun kapsamında risk tespiti yapılabilmesi ve Kanun kapsamındaki haklardan yararlanılabilmesi için, binanın ruhsatlı olması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Riskli bina tespiti için gerekli çalışmalar Bakanlığımızın Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce yürütülmekte olup, konu hakkında detaylı bilgi bahse konu Genel Müdürlükten edinilebilir.
Bir yapıda kat mülkiyeti kurulabilmesi için 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinin (a) bendi uyarınca proje müellifi mimar tarafından yapılan ve ana gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanan, yetkili kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanan mimarî proje ile yapı kullanma izin belgesi ve (b) bendi uyarınca yönetim plânı ile yapı maliklerinin (maliklerden en az biri) tapu idaresinde istemde bulunulması gerekmektedir.
01/01/2012 tarihinden itibaren inşa edilmek istenen yapıların müteahhit eliyle yapılması ve yapı ruhsatında da müteahhit bilgilerinin yer alması yasal zorunluluktur. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunda ve “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları İle Şantiye Şefleri, Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelikte” yapı sahibinin kendi yapısını yapabilmesi ve kendi yapısı için müteahhitlik üstlenebilmesi mümkün kılınmıştır.
Yapının statik projesine esas olacak zemin etüt raporlarının, Bakanlığımızca belirlenen, Zemin ve Temel Etüdü Raporunun Hazırlanmasına İlişkin Esaslar ile Bina Türü Yapılar İçin Zemin ve Temel Etüdü Raporu Genel Formatına uygun olarak, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57 nci maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, birden fazla ve farklı uzmanlık alanına mensup ilgili mühendislerce (jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi, inşaat mühendisi) birlikte hazırlanarak ayrı ayrı imzalanması gerekmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 29 uncu maddesi ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 12 nci maddeleri uyarınca; İnşasına 2 yıl içinde başlanmayan veya 5 yıllık ruhsat süresi içinde tamamlanmayan ve ruhsat yenilemesi yapılmayan yapıların ruhsatı hükümsüz hale gelir. Bu durumda yapılacak işlem yeniden ruhsat düzenlemesi işlemidir. Bu yapılarla ilgili olarak yeniden ruhsat düzenlenmesi talebinde bulunulması durumunda, yapının/yapıların, talep tarihinde yürürlükte olan uygulama imar planı kararlarına ve yapılaşmanız
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 29 uncu maddesi ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 12 nci maddeleri uyarınca; Beş yıllık ruhsat süresi içinde tamamlanmayan yapılar için 5 yıllık ruhsat süresi dolmadan ruhsat süresinin uzatılması işlemine ruhsat yenileme işlemi denir. Ruhsat yenilemesi yapılırken, ilk yapı ruhsatının düzenlendiği tarihteki mevzuat hükümlerine göre işlem yapılır.
Tıkla Ara
+90 552 424 8534
İnstagram
@avburcuozturk
WhatsApp
+90 552 424 8534